Nergis Demirkaya ndemirkaya@gazeteduvar.com.tr
ANKARA – MHP’nin bazı suçlarda 5 yıl ceza indirimi öngören “af” teklifiyle ilgili belirsizlik sürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birçok konuşmasında teklifle ilgili itirazlarda bulundu ama diğer taraftan hem parti içinde hem de Adalet Bakanlığı bünyesinde çalışma yapılmasını istedi. HDP ve İYİ Parti’den de teklifle ilgili değerlendirmeler gelirken sessizliğini bozmayan tek parti CHP oldu. CHP adına yapılan birçok açıklamada önce AK Parti’nin görüşünü ortaya koyması istendi.
CHP’nin bu tavrına teklifin mimarı Feti Yıldız da “Asıl beni sukutu hayale uğratan CHP’nin tutumu” diyerek tepki gösterdi. Yıldız, “Diyor ki, Adalet ve Kalkınma Partisi ne diyecek ona göre ben tavır alacağım. Böyle bir şey olur mu? Senin fikrin yok mu? Hayır dediler siz evet mi diyeceksiniz?” diye konuştu.
CHP’nin bu tutumunun nedenini CHP Adalet Komisyonu Sözcüsü Zeynel Emre ile konuştuk. MHP’nin af teklifi sonrası Meclis Adalet Komisyonu üyesi milletvekilleri ve grup başkanvekillerinden oluşan bir komisyon kurup çalıştıklarını anlatan Emre, “Burada bir problem var. Biz hiçbir şey yapmama taraftarı değiliz. Bir tutum belgesi açıklayacağız” dedi.
Tekliften çok teklife neden olan durumu tartıştıklarını anlatan Emre, “Vicdanları kanatmadan, yeni yaralar açmadan hangi bakış açısıyla ele aldığımızı o tutum belgesiyle ortaya koyacağız. Eşlerimiz bile evde bize ‘Kimsenin ahını almayalım’ diyor” dedi.
Zeynel Emre’nin Meclis’e sunulan af teklifi sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla kurulan komisyon, yapılan çalışmalar ve açıklanacak tutum belgesiyle ilgili değerlendirmeleri özetle şöyle oldu:
HER 10 YILDA BİR AF ÇIKIYOR: Af öyle bir tartışma ki başladıktan sonra adeta cin şişeden çıkmış gibi oluyor. Sonrasında bir baskı ortamı oluşuyor. Cumhuriyetin ilanından bugüne neredeyse her 10 yılda bir af çıkmış ya da ceza indirimi olmuş. Böyle imar affı, bedelli askerlik, vergi affı ve cezaevlerindeki af gibi birkaç başlık var. Bu tartışmalar bugün de olduğu gibi hep önümüze konjonktürel geliyor. Bu da bizim, “Türkiye’de adil bir düzen, adaletli bir yönetim anlayışı olmadığı” yönündeki sözlerimizin haklılığını ortaya koyuyor.
HASSASİYETİ DİKKATE ALARAK İNCELİYORUZ: Biz CHP olarak dedik ki, MHP, Meclis’te grubu olan bir siyasi parti. Bir teklifle gelmiş. Biz bu teklifi konu hassasiyetini de dikkate alarak inceleyelim. Ama temelimiz bu yasa teklifine konu olan durum olsun, buna dair bir tutum belgesi açıklayalım. Yani bir yargı reformunu savunsun bu belge. Yargının nasıl düzeltilebileceğine dair bir harita koysun, yol gösterici olsun. Bizim odaklandığımız temel mesele bu. Tutum belgesi çalışması kapsamında cezaevlerindeki kapasite, hangi suçtan ne kadar yatılıyor, hangi suçun cezası ne kadar, daha önce ne kadar yatılıyordu şimdi ne kadar yatılıyor, bu yüksek cezaların suçun önlenmesine katkısı olmuş mu gibi soruların yanıtlarına bakıyoruz.
KAMUOYU TEPKİSİNE GÖRE CEZA ARTTIRMIŞIZ: FETÖ’cü hakim ve savcıların verdiği kararlarla ilgili hak ihlali iddiaları bize de geliyor. Bunların yeniden yargılanma koşulu var mı, bunun bir çalışmasını yapmak lazım. Yine temel sorunlardan biri uyuşturucu suçları başta olmak üzere ceza kanunlarındaki birçok suçta konjonktürel olarak, kamuoyu tepkisine göre ceza artırımı veya infazda artırımlar yapmışız. Örneğin uyuşturucu suçlarında temel alt sınır 10 yıl. 8 gram uyuşturucu sattığı iddia edilen kişi ile bunu ticaret haline getirip 50 kilo satan benzer cezalar alabiliyor. Erken yaşta evlilik nedeniyle verilen cezalarla ilgili çok şikayet geliyor. Yapılan doğru değil suç olarak kalmalı ama böyle 10-15 yıl ceza mı mantıklı yoksa asıl takibatı evlendiren, izin verenlere mi yapmalı. Türkiye’de ceza kanununun mevcut maddeleri ve uygulanmasından kaynaklı ciddi sorunlar var. Bunlar ele alınmalı.
BİR ŞEY YAPMAYALIM TARAFTARI DEĞİLİZ: MHP’nin teklif gerekçesinde çok doğru şeyler yazıyor. Teklif maddelerini ayrı tartışmak lazım. Biz öyle bir şey savunmalıyız ki, kanaatimiz şu: Hem cezaevindekiler hem cezaevindeki insanların aileleri hem de suçtan zarar görenler bu işi bir mantık çerçevesine oturtabilesinler. Hakkaniyetli bir yaklaşım olduğunu görsünler. Biz hiçbir şey yapmama taraftarı değiliz. MHP koalisyonun küçük ortağı, büyük ortağı destek oluyorsa olsun demiyoruz. Biz burada bir problem var, diyoruz.
KİTAP OKUYANA 4 GÜN İNDİRİM: Biz sorun yok demiyoruz ama bakış açımızda farklılık var. İnsanlar üst üste cezaevinde yatıyor, doğru. Bu insan hakkı ihlalidir. Bu daha çok cezaevi yaparak da çözülmez. Mümkün mertebe insanları en son çare tutuklu yargılamak gerek. Verilen cezalarda seçenek yaptırımlara da bakmak lazım. Dünyadan örnekleri inceliyoruz. Brezilya’da çıkan bir afta cezaevinde bir kitap okuyup onun özetini verirseniz infazdan 4 gün düşüyor. Cezanın amacı ıslah ve topluma yeniden kazandırma ise siz halkın karşısına seçeneklerle de çıkabilmelisiniz. O zaman halkta da genel kabul görebilir.
MESELE BÜYÜK, GENEL KATILIMLA ÇIKMALI: 250 bin tutuklu hükümlü, yaklaşık 500 bin denetimli serbestlik, bir de denetimli serbestlik dışında tutuksuz yargılananlar var. Aileleriyle düşündüğünüzde neredeyse tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir durumla karşı karşıyayız. Yasada af konusu geneli ilgilendirdiği için nitelikli çoğunluk demiş. Burada af, ceza indirimi gibi kelimelerle oynamanın anlamı yok. Bu büyük bir mesele ise genel bir katılımla çıksın.
KALABALIĞIN SESİ DEĞİL, GERÇEĞİN SESİ ÖNEMLİ: Çalışmanın sonucunu önümüzdeki günlerde başlıklarıyla birlikte bir tutum belgesi olarak açıklayacağız. Hangi bakış açısıyla ele aldığımızı ortaya koyacağız. Vicdanları kanatmadan, yeni yaralar açmadan… Bu mesele konuşulurken evde eşlerimiz bile bize şunu söylüyor: Kimsenin ahını almayalım. Neden? Bir yerde haksızlığa uğrayan birileri var ve onlar için bir şey düşünürken öte yandan canı yanmış olanların haklarına da zarar getirmemek lazım. Bunların hepsinin vebali bizim omuzlarımızda. Biz de bu sorumlulukla yaklaşıyoruz. Bütün samimiyetimle söylüyorum. CHP Adalet Komisyonu Sözcüsü olarak tek bir oy kaygısı ile hareket ediyor değiliz. Siyasetçi halktan takdir görmek ister. Halkla birlikte vardır ama seçilenler aynı zamanda doğru yola yönlendirmeli. Halk bazen çok hissi olarak başka duygularla gelebilir ama mantık çerçevesinde anlatıp onları ikna etmeniz gerekir. Burada kalabalığın sesinden çok gerçeğin sesi daha çok önemli. O gerçeğe herkes bir şekilde gelecektir. Biz bu bakış açısıyla bakıyoruz.
KALICI ÇÖZÜM, KAPSAMLI YARGI REFORMU: Tutum belgesinde ne olacak? Bunun sonunda Türkiye’nin ihtiyacı olan yargı reformu vardır. Nedenleri ortaya koyup çözüm önerileri getirmezseniz her 10 yılda bir affı tartışırız. Yargıya güven her geçen gün daha aşağı iniyor. Kalıcı çözümler, kapsamlı bir yargı reformuna ihtiyaç var. Yargının bağımsızlığı tarafsızlığını sağlamak için, hakim savcıların yetişme koşullarından yargılama usullerine kadar ortak akılla, siyasi düşünceden uzak, tüm partilerin görüşlerini dikkate alıp ortaklaşılırsa belli bir noktaya gelinebilir. Çözüm de ancak böyle olur. Bizim burada kısa vadede vereceğimiz kararlar var. Ama orta vadede yapılması gereken işler var.
TUTUM BELGESİ KILIÇDAROĞLU’NA SUNULACAK: Tutum belgesi için bu hafta bir toplantı daha yapacağız. Ardından tutum belgesini hızla tamamlayıp Genel Başkan’a sunacağız. Fazla uzasın sürüncemede kalsın istemiyoruz. Bizim kabul edebileceğimiz noktalar bunlar böyle bir ihtiyaç olursa böyle bir uzlaşma olursa gibi bir yaklaşım sergileyebiliriz.